Çerez (Cookie) Politikası
Web sitemizi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz. Çerezler hakkında daha fazla bilgi almak ve ayarlarınızı nasıl yönetebileceğinizi öğrenmek için lütfen Çerez Politikamızı inceleyin.
2025’te plan yapmak hâlâ bu kadar zor mu olmalı? Aynı “nereye gitsek?” sorusunun etrafında dönüp duran grup konuşmaları, öneri kaosuna dönüşen WhatsApp mesajları ve sonunda iptal olan planlar… Bu yazıda, arkadaşlarla plan yaparken işi kolaylaştıran, kararsızlıkları azaltan ve gerçekten bir yere varan üç küçük taktik paylaşıyoruz. Grupça buluşma planı yaparken sürekli aynı döngüye giriyorsanız, bu yöntem size ciddi zaman kazandırabilir.
Bir plan yapmak istendiğinde kurulan o meşhur cümle:
“Bi’ şeyler yapalım mı?”
Ardından klasik senaryo başlar:
– Ne yapsak?
– Fark etmez bana.
– O zaman oraya mı gitsek?
– Hmmm… orası da çok kalabalık oluyor.
Ve hoop, plan iptal.
1. Kural: Herkes Sadece 1 Cümleyle Plan Hakkında Ne İstediğini Söylesin
Birinci kural şu: herkes sadece bir cümleyle ne istediğini söylesin ve bu cümlede “fark etmez” geçmesin. “Fark etmez” demek genelde “ben kararsızım ve bu sorumluluğu başkasına atmak istiyorum” anlamına geliyor, ama bu da herkesin üstüne yük bindiriyor. Bunun yerine herkes bir cümlede, kısa ve net şekilde planla ilgili en temel beklentisini söylesin. “Evime yakın olsun”, “çok gürültülü olmasın”, “ayakta kalmak istemiyorum” gibi şeyler, o anki halimizi yansıtıyor ve kararsızlık yerine netlik getiriyor. Herkesin bu kadarını yapması bile, planın %80’ini çözüyor zaten.
2. Kural: Mekan Tipi Değil, Ruh Hali Söyle
İkinci kural ise tür değil ruh hâli söylemek. “Kafe mi bar mı?” gibi şeylerle başlamak direkt anlamsız kalıyor çünkü herkesin mekân tipiyle ilgili başka bir algısı var. Onun yerine “biraz loş ama çok sessiz de olmasın”, “biraz yayılmalı ama insanlarla iç içe olmayalım”, “sohbet edebileceğimiz ama enerjisi düşük olmayan bir yer” gibi tarifler çok daha işe yarıyor. Mekânı isimle değil, hissiyatla tarif ettiğinizde grup öneri yarışına değil, eşleşme enerjisine giriyor. Ve neyin olmayacağını değil, neyin aslında hepimizin isteklerine uyduğunu fark etmeye başlıyoruz.
Eğer hâlâ karar veremiyorsanız (ya da herkesin söylediği şeyleri tek tek toparlayacak vaktiniz yoksa), Uygun Mekan’da ruh hâline göre filtreleyerek ortam seçebilirsiniz. “Loş & Hafif Müzikli Ambiyans” ya da “Uzun Uzun Oturmalık” gibi vibe’lara göre aramak, herkesin söylediğini tek bir yerde toparlamış gibi oluyor!
3. Kural: Planın İçindeki "Sessiz Hayır"ı Bul
Üçüncü ve son kural da şu: her planın içinde bir “sessiz hayır” vardır, ve onu erken fark eden kişi planı iptal etmeden revize eder. Yani birileri konuşurken bir kişi hiç fikir belirtmiyorsa, emojiyle geçiştiriyorsa ya da uzun süre gruba yazmıyorsa, büyük ihtimalle o kişi içinden “umarım bu plan olmaz” diyordur. Böyle durumlarda birinin bunu fark edip “bence biraz fazla kalabalık bir şey oldu, daha sade bir şey yapalım mı?” demesi, herkesi biraz rahatlatıyor. Planı iptal etmek yerine ona gerçekten herkesin katılabileceği bir form kazandırmak, sessiz hayırları görünür kılıyor ve herkesin kendini iyi hissetmesini sağlıyor.
Bu üç kural sihirli değil ama işe yarıyor. Plan daha net ve rahat bir şekilde şekilleniyor. Olmayacaksa da herkes içinden bunu anlıyor ve uzatmadan dağılabiliyor. En azından artık “fikir çoktu ama karar veremedik” gibi bir durum yaşanmıyor. 2025'teki grup buluşmalarınızın sadece konuşulmakla kalmadığı planlar olması dileğiyle!